Masiva

27 Ekim 2014 Pazartesi

Hani Halifelik? Hani Latifelik?

Hayata karşı bir amacımız yoktu. Doğuyorduk ve karambole yaşayıp birgün ölecektik. Upuzun gibi görünen lâkin kısacık ömrümüzü dolu dolu geçiremiyorduk belkide. Yaşamak için çalışmak gerekiyordu. Daha iyi yaşamak için daha çok ve daha daha daha daha. Çalışarak geçilen zaman nasıl dolu dolu doyarcasına yaşanır? Mesela ders dinlemek. Ben dinlemiyorum şu an. Sadece yazı yazıyorum. Hayatta çok aktif hissettiğim zamanlarda olmuştu. Ama şu vakit çok halsiz ve güçsüzdüm. Kocaammaaann  siyahlığın içerisinde ki ufacık beyazlık, beyazlığın içerisinde ki ufacık siyahlık nasıl göze batıyorsa benim de mutlu hissettiğim nadir anlar gözüme batıyordu. Hasta Osmanlı Devleti'nin bile halifelik gücünün bir etkisi olmadığı Birinci Dünya Savaşında Arapların halifelik çağrısına cevap vermeyip çıkarlarını gözettiği dönemi anlatıyordu  hocamız. Ve durdurak bilmeden konuşuyordu. Ben bu hayatta gerçekten ne istiyordum? Dünyada ki , evrende ki yerim neydi? Gerçekten bihaber yaşıyordum. Hergün yenilenen hayallerim olumsuz çıksada pes etmiyordu hayal gücüm. İyi bir öğretmen olmak isterdim. Yaşlandığımda ziyaretime gelen sürekli halimi hatrımı soran , bir bayram sabahı kitaplığımın önünde durmuş ah ah diye iç geçirip geçmişe doğru bakarken hayat arkadaşımın sesiyle irkilmek istiyordum 'Hanım öğrencilerin seni ziyarete gelmiş' ..

Peki ben gerçekten bunu istiyormuydum? Yoksa geçici bir hayalmıydı benim için? Ailem için kimdim? Arkadaşlarımın gözünde neydim? İnsanların iki yüzü olucaksa neden tek bir bedene sahiplerdi? Gerçek kişilik neydi? 

'Duygusuzsun' 'Aşık olabileceğini sanmıyorum' '50 yaşında ancak birine aşık olursun' diyen arkadaşlarım gerçek aşkı yaşamışlarmıydı? Gerçek aşk varmıydı? Benim okuduğum kitaplarda gerçek aşk vardı. Evet aşık olmadım hiç. Aşık olmanın tanımını biliyordum. Hissiyat olarak bilmesem de evleneceğim insanın ilk ve son aşkım olmasını istiyordum mesela. Tek bir kişiye aşık olmak istiyordum. Aşık olduğum erkekten başka kimse görünmesin istiyordum gözüme. Bana duygusuz diyen insan aşktan anlamaz diyen insanlar gibi bir yandan sevgilimle mesajlaşırken bir yandan diğer erkekleri kesmek istemiyordum. Aşık olduğumda tüm erkeklerin varlığı bitmeliydi. Sami Yusuf'un bir lafı vardı ' Ben eşimle tanıştığım gün tüm kadınların cenaze namazını kıldım' İş bir tek ben de bitmiyormuş demek ki..

Büyük İskender'in Roxane'ye olan aşkı gibi tüm doğuyla batıyı sevdası için birleştirdiği gibi sevmeliydi , Atilla'nın N'Kara 'ya olan sevdası gibi sonsuzluğa gitmeliydi kuvvetli olmalıydı aşk. Ölüm geldiğinde bile, ölüm iki taraftan birini aldığında bile tüm tanrılar adına inanılmış tüm dinler adına yemin edilmeliydi bitmeyeceğine...


Aşk bundan ibaretti tasvirlerimde.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder