Masiva

29 Eylül 2014 Pazartesi

Yangın

Yangının kaç ismi vardı kim bilir.Benim yangınım en derinlerdeydi hep. sanki canımdan bir parça hergün yanıyor sökülüyor maffoluyordu.
hiç sönmeyecek asla kimsenin söndüremediği.  ihtiyacımız olduğu anlarda ihtiyacımız olan insanların yokluğu gibiydi sevdalar.
Uzaktalar ama aslında hep yanındayım der gibi. Gözlerimi kapattığımda kaç bin çeşit isyan görüyorsam gözlerimi açtığımda kaybolmuyor, şeffaflaşıyordu.
Her duygunun en yoğun aşamasını yaşarken biryandan onlardan sıyrılmaya çalışıyordu ruhum. Özlemin en büyüğü öfkenin en büyüğü hüznün en kuvvetlisi. ah o yalnızlık
Sanki en çok duyguyu bu bedene yüklemişlerdi. Bir hasret türküsü çalıyordu beynim. özledim özledim diye haykırarak. Kaç kişi aşk acısı çektiği yaşında, baba özlemiyle
yanıp kül oluyordu? Kaç kişi hatıralarının en derinliklerine gömülüp en acı yönleri gün ışığına çıkarıyordu. Yürümeyi yeni öğrenmiş bir kız çocuğuydum.Hayat trafiğinde
karşıdan karşıya geçerken tuttuğum o küdretli el bir anda kaybolmuştu. sağımda solumda giden arabalar nereye çıksam nereye gitsem bilemiyordum. Nerede o bana hep
kuvvet veren eller. Neden yalnızım şimdi. Bakınıyordum etrafıma. Benden baska kimse yoktun ama çok kalabalıktı. Kalbim gibi. benden baska kimse yok ama çok karışık
herşey birbirine girmiş sanki. Üst üste biniyordu. Hep derler ya türk filmlerinde kırılan birşey 
iflah olmaz diye. Öyle kırık ki kalbim küresel ısınma sonucu eriyen parçalanan buz küreleri gibi her biri ayrı biryerde kalbimin. Hergün bir parça eriyo.
Kurduğum her cümlede, yazdığım her kelimede uzaklara gidiyorum sanki. Tekrar tekrar okuyorum. her okuduğumda baska bir sızı saplanıyor kalbime. 
 Uçmak demek, özgürlük demek bu sanırım. Çünkü her bir satırda daha bi özgürüm!